Beş Şehir

3 Aralık 2014 Çarşamba

| | |
 
 
    Ahmet Hamdi Tanpınar'ın milli eğitim müfettişliği yaparken gezdiği Ankara ,Erzurum ,İstanbul, Konya ve Bursa'yı anlattığı Beş Şehir okuduğum ikinci Tanpınar kitabı .Daha önce Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü okumuştum. 
      Beş Şehir'de anlatılan şehirlerin en büyük özelliği Türk Devletleri'ne başkentlik yapmış olmaları. Yazar şehirleri gördükleri üzerinden eskiye giderek anlatmış. Ben de gittiğim şehirlerde ki üzülerek söylemeliyim çok az şehrini gezdim güzel memleketimin; aynı hisse kapılırım hep. Eskiden buralarda kimler ne hayatlar yaşamışlar diye düşünürüm. Fakat Ahmet Hamdi Tanpınar öyle güzel anlatmış ki ,kitabı okurken dedim ki kendi kendime, alsam elime bu kitabı ,bu beş şehri tek tek gezsem. Tanpınar'ın anlattığı her yere bir bir gitsem. Dahası da var...Hatta dedim, kitapta adı geçen herkesi araştırsam. Bu kitaptan yola çıkarak kendimi  koca bir bilgi denizine atsam. Kim bilir belki bir gün bunlara vakit bulabilirim...O zamana kadar, kitabımı içine bir hatırlatma notu da koyarak kütüphaneme kaldırdım.
      Kitabın dili bize göre oldukça ağır ama  okurken anlayamadığım kelimeler için Google'a bakması bile keyifli idi. Zaten seviyorum eski ağdalı kelimeleri. Üşenmeyip not etseydim güzel bir kazanım olacaktı benim için ama üşendim ;) Benim bu üşenmelerim, bazı şeyleri ötelemelerim hep dar zamanlarda, uykumdan feragat ederek okumaktan. Tüm kitaplardan özür dilerim onlara gereken zamanı ayıramıyorum, uzun uzun öncesi ve sonrası yapamıyorum ama elimden gelen bu ...
        İstanbul'un anlatıldığı sayfalarda kendi semtimle alakalı öyle güzel bilgiler vardı ki. Mesela görev yaptığım okulun hemen yanında Sümbül Efendi Camii var. Burnumun dibindeki tarihi bilmiyor olmak ta benim ayıbım biliyorum ama .Bilmemek değil öğrenmemek ayıp demişler, hatırlatırım... Size bu bölümden bir kaç cümle aktarmak isterim.
 
 
    " Sümbül Sinan, 2. Bayezıt'ın  veziri Koca Mustafa Paşa'nın camiini zaptetmiştir.
 
      Daha iyisi,bu semti İstanbul'un peyzajının şairinden dinleyelim;
 
Ahiret öyle yakın seyredilen manzarada,
O kadar komşu ki dünyaya duvar yok arada.
Geçer insan bir adım atsa birinden birine,
Kavuşur karşıda kaybettiği bir sevdiğine.
 
.....
 
Ne leddüni gecedir!Ta ağaran vakte kadar,
Bir mücevher gibi Sümbül Sinan'ın ruhu yanar.
                      Yahya Kemal Beyatlı
 
Bu camiinin bahçesine girenler, onun havasında dolaşanlar bu Koca Mustafa Paşa'nın 2. Bayezıt'ın berberi olduğunu ve kapıcıbaşısı iken suret-i hususiyede gönderildiğiİtalya'da Cem Sultan'ı zehirlemeye muvaffak olduğu için vezirliğe erdiğini ve belki de Gedik Ahmet Paşa gibi büyük bir gazinin öldürülmesinde rol oynadığını bilmem hatırlarlar mı?Fakat kiliseden değiştirilmiş cami,o küçük kabristan ( sınıfımın penceresinden bakınca görünür),Sümbül Sinan'ın kendisi,yanı başındaki etrafı Yesari yazısı ile çevrilmiş,yıldırım vurmuş çınar orada İstanbul'un en güzel manzaralarından birini yapar."
 
Sağ üst köşede pencereleri  görünen bina görev yaptığım okul
kaynak: www.wowturkey.com
Burada da okulum ve cami yan yana. Bahsi geçen küçük kabristan.
kaynak: www.wowturkey.com
 
Yazıda bahsi geçen yıldırım vurmuş çınar ağacı
 kaynak: www.wowturkey.com




 
              Burada size tüm kitabı ,kitaptaki beş şehri anlatacak değilim. Şunu söylemekle yetinip ilginizi çekti ise bu güzel kitapta anlatılanları keyifle okumayı size bırakacağım; mutlaka okunmalı hatta dili biraz daha günümüze uyarlanıp kaynak kitap olarak öğrencilerin de okuması sağlanmalı.
 
Kitabın sayfalarına bir göz atmak isterseniz diye düşündüm. www.kitapyurdu.com'a bir bakalım mı ?
 
    
     
 
 
    Ahmet Hamdi Tanpınar Hakkında biraz daha fazla bilgi edinmeliyim diyenler için...
 
 
 
 
 
Kitaba ulaşmak bir tık kadar kolay ...

0 yorum:

Yorum Gönder