Şahika ve Feraye

2 Ocak 2015 Cuma

| | |
             

         Öyle güzel öyle keyifli başlamıştı ki ...Uzun zamandır aradığım tarzı ,yazarı ,üslubu buldum diyecektim neredeyse. Ama bi süre sonra, sanki bambaşka biri yazmaya başladı kitabı . Maalesef  hayal kırıklığı oldu benim için. Keşke daha 200'lü sayfalara gelindiğinde tam da tadında bitirseymiş yazarımız kitabı. Böyle uzam uzam uzatıp  ta acıklı Türk filmi moduna sokmasaymış...Sonlara doğru inanılmaz şeyler okudum. Sanki bir ortaokul öğrencisi ödev olarak bir hikaye yazıyormuşçasına amatör ,gereksiz diyaloglar vardı mesela. Üzülüyorum bu cümleleri kurarken çünkü gerçekten çok ama çok iyi başlamış ve çok keyif vermişti başlangıçta ...

      Kısaca anlatmak isterim merak edip okursunuz diye...
      Çanakkale Biga'da bir çiftlik evi...Çiftlikte sözü geçen, lafı dinlenen bir hanım anne. Hacı Nine...Hacı Nine yedi göbek sülale hacı hoca bir aileden geliyor. Oldukça tutucu ve katı. Hacı Nine'nin iki kızı iki oğlu var. Kızları Leman ve Benan evliler. Annelerinin zoru ile evlenmişlerdir ve elbette mutsuzdurlar. Oğullarından  Çakır Ağa Fatma Hanım ile evli. Kızları Feraye ve Şahika ile birlikte çiftlikte yaşıyor. Diğer oğul  Hasan  ipsiz ,sapsız, haylaz, dik başlı, hovarda, başına buyruk bir adam. Ne işler açacak tüm ailenin başına , hep birlikte nefret edeceğimiz gerçek bir  roman karakteri Hasan... Çiftlikte yaşayan başka insanlar da var. Cemal mesela...Hacı Nine'nin erkek kardeşi. Balkan Savaşı'nı yaşamış uzun süre tedavi görmüş, yarım bir adam. Fikir olarak ta ablasının tam zıttı. Üstelik Gülfem'e aşık. Olacak iş mi ? Gülfem kim mi? Gülfem çiftlik kahyası Süleyman Efendi'nin kızı. Cemal ile birbirlerine umutsuzca aşıklar...Süleyman Efendi dürüst, sadık çalıştığı çiftliğe yanlış yapmaktan korkan bir köylü adam. Felçli karısı ve savaşta şehit olmuş iki oğlunun acısına Gülfem'e yaslanarak katlanan acılı bir baba ,acılı bir koca...Çiftlikte bir de ayak işlerini yapan Rum aile var kızları Eleni aklınızda kalsın yeter... ;)

    Anlayacağınız kalabalık bir çiftlik evi. Herkes ayrı telden çalıyorken bile öyle böyle bir düzen tutturulmuş gidiyorken....Tüm bu anlatılanların arka fonunda 1. Dünya Savaşı yaşanmaktadır. Savaş başlamış Osmanlı Devleti de Almanların yanında savaşa girmiştir. Tek tek kınalı kuzular savaşa yollanmış, önce bir iki mektup gelmiş sonra da şehit haberleri arka arkaya...
   Çanakkale Savaşı'nı bire bir yaşatır bize Sinan Akyüz. Siperlerin içinde Koca Seyit 'in yanında gibi hissedersiniz kendinizi bu sayfalarda. Mustafa Kemal başarılarıyla adından söz ettirmeye başlamış halk yavaş yavaş kurtuluş mücadelesi için derinden derinden kımıldanmaya başlamıştır.
    Memlekette hal böyle iken çiftlikte de acayip şeyler olmaktadır. Şahika  babasından rıza alarak gönüllü hemşire olarak cepheye gider. Bu gidiş tüm hayatını değiştirecektir ama nereden bilsin ki Şahika...
    Kör olmayasıca Hasan İstanbul'a gidip gelmelerde bir hayat kadınına sevdalanınca .... Ohoooo bi baktım da şimdi ne çok şey anlattım yine...Biliyorum daha baştan pek kötü şeyler söyledim kitapla ilgili ama dediğim gibi gereksiz yere uzatılmadan dozunda bitirilse imiş  tadından yenmeyecek bir kitap olacakmış ... Yine de ben keyifle okunacak bir yazar tanıdığım için çok mutluyum. Diğer kitaplarını da fırsat buldukça aynı lezzeti bulacağım umudu ile okumak niyetindeyim...E o zaman yazarımızı tanıyalım ve diğer kitaplarına bir göz atalım değil mi ?



kaynak : http://www.ikizanneleri.net

   Sevimli bir ortak payda buldum  ( ikizleri varmış Sinan Bey'in de ) yazarımızla aramda ve bir de bu konu ile alakalı bir röportaja rastladım hatta...
       

        Sizi keyifli bir anlatımla tarihin sayfalarında yolculuğa çıkaracak bu kitabı satın almak için ...




0 yorum:

Yorum Gönder