Sarı Kahkaha

3 Aralık 2015 Perşembe

| | |








         Gülüyoruz ya şu ara hep birlikte ağlanacak halimize. Oturup böğüre böğüre ağlamak yerine kahkahalar atıyoruz ya... Tam da o acılı gülmelerin kitabı Sarı Kahkaha... Herkes ölüsünün arkasından bir kahkaha atar diyor Murat Özyaşar. İşte o kriz gibi kahkahanın adıymış sarı kahkaha. Kelimelerle resmen oynayan bir yazar Murat Özyaşar. Sevgili Berna Durmaz'ın tavsiyesiydi bu kitap. Beni yeni kitaplara götüren dostlara selam olsun.:)
         
         Öykücü az kelime ile çok şey anlatabilmeli. Murat Özyaşar bunu öyle güzel yapmış ki hayran olmamak elde değil. Kitabı çok beğendiğimi net olarak söyleyebilirim ama bu kez kitabı uzun uzun anlatmak yerine benim yıllar önce kendimce yaptığım bir tanımlamayla bir noktada kesiştiğinden ve bunun belki de benim tanımımı tamamladığından bahsetmek istiyorum size. Bazen oturup bir şeyler karalıyorum. Bilmem hangi kafayla günün birinde aşkı anlatmışım kendi kendime. Şimdi önce size de aşkı anlatıp sonra Murat Özyaşar'ın beni nasıl tamamladığından bahsedeceğim. Buyrun bakalım bana göre neymiş aşk...           
       
          Beyaz bir kağıt hayal edin, A4 kağıdı gibi. Bir köşesinden tutuştuğunu düşünün.Tutuşmak istemese de sesini çıkaramaz değil mi kaçamaz,belki ister ama kaçamaz. İtiraz edemez onu tutuşturana. Bir anlık bir kıvılcım ve başlar yanmaya. Önce ufak ufak yanar.Anlayamaz başına ne geldiğini.Sonra birden alevler büyür. Öyle güzel renkler çıkarır ki yanarken büyülenir adeta. Kırmızılar , maviler , turuncular ...Vay be ne güzelmiş der. Gözünü alamaz, aslında kendini yiyip bitirmekte olan alevlerden. Isındığını hisseder. Sıcacıktır artık. Hoşuna gider bu sıcaklık.Hiç bitmesin ister. Çok uzun sürmez elbette. Alevler yavaş yavaş küçülmeye başlar.Küçülmesin ister. Eskisi gibi olsun diye çaba göstermeye çalışır. Elinden bir şey gelmez. Gözünün önünde küçülüp gider alevler. Artık ısıtmıyordur bile. Canı yanar , eski güzel renkleri o sıcaklığı arar ama yoktur. Alevler küçülür küçülür küçülür ve sonunda yok olur gider. Üstelik kağıdı da yok etmişlerdir. Peki geriye ne kalmıştır. Gri ,siyah ,soğuk bir kül tabakası. Tamamen geçici bir mutluluğun ardından hayal kırıklığı. Küllerden kurtulmak ister ,izi kalmasın ister. Temizlemeye çalışır ,daha beter etrafa yayılır. Bir de ardından günlerce küllerini temizlemeye uğraşır. Üstelik alevleri ve sıcaklığı özlemeye devam etmektedir küllerle boğuşurken. İşte aşk tam olarak bu. Tertemiz bir A4 kağıdının başına gelenler ...

           Yani her aşkın sonu küle varıyor demişim ben. Sonra bakın Murat Özyaşar yanmaktan nasıl koruyor kendini.Nasıl benim küllerime çıkarıyor yolu. Kitaptaki bir hikayeyi aynen aktarıyorum size.

          " Bir gün bir usta, henüz iki günlük çırağını karşı demirci komşusuna göndermiş.'Git Mehmet Usta sana biraz ateş versin' demiş. Çırak fırlamış tabi hemen, Mehmet Usta'nın yanında bitivermiş. 'Ustam' demiş,'biraz ateş versin dedi' demiş. Usta, çocuğun haline ahvaline bakıp 'Eee oğlum ben sana nasıl ateş vereyim böyle, elini kolunu sallaya sallaya gelmişsin, git bir kap getir öyle vereyim sana ateşi, sen bilmez misin ki ateş ellerini yakar' demiş. Hasılıkelam 'Olsun' demiş çocuk  'Avuçlarıma biraz kül koy ,ateşi de onun üstüne o zaman  elimi  yakmaz ateş' demiş."

      İşte beni buralara getiren hikaye budur.Şimdi ben diyorum ki insanoğlu işte başına gelenlerden dersler çıkarır da yine de vazgeçmez bazı şeylerden. Kül olacağını bile bile her seferinde yeniden yanar. Bir gün gelir öyle çok kül birikir ki artık hiçbir ateş yakmaz olur onu. Her aşktan bize kalan küller birikir birikir birikir ve artık ateşin feriştahı gelse yakamaz olur bizi. Çok mu ruhsuz çok mu acımasız geldi bu size. Belki de gerçekçi...Küllerden kalkanımıza saklanıp yanmamak mı marifet yoksa her seferinde külleneceğini bilerek döne döne yanmak mı ? Mevzu derin:)

       Ben bir kitap anlatacaktım size de bunlar nereden çıktı şimdi değil mi? Öyle işte bazı kitaplar alıyor sizi ve hepten içinize atıyor. Bir kitabı anlatmak için aldım elime kalemi ama neler neler döküldü kağıda. Bazen diyorum yazarken biri beni durdursun diye. Bu kez hakikaten durmalıyım galiba çünkü bu yazı benim içime içime derin bir yolculuğa çıkıyor git gide.Kim bilir belki bir gün kitaplardan değil de kendimden yola çıkarak yazarım size. Şimdilik başka kitaplarda görüşmek dileğiyle deyip müsaadenizi istiyorum. Kitapla kalın...



    Aşk dedik ateş dedik de Murat Özyaşar kimdir , bunu söylemeyi unutuyordum az kalsın ...Meslektaş olmaktan gurur duyduğumu ve çok şık ödüllere sahip olduğunu söyleyip minik ipuçları vermiş olayım.Merak edenler için bakınız ta kendisi ve okunulası diğer kitapları efendim...                        


                                                      MURAT ÖZYAŞAR


 

0 yorum:

Yorum Gönder