Esir Şehrin Mahpusu

2 Şubat 2015 Pazartesi

| | |

         



       Çok ümitli idim yarıyıl tatilinden. Bol bol dinlenecek ve tabi ki bol bol okuyacaktım. Bi dolu kitapla veda ettim İstanbul'a.Çok keyifli günler  geçirdiğimizi itiraf ediyorum ancak öyle yoğun ve hareketli geçiyor ki  tatilimiz, gün içinde yoğunluktan gece yorgunluktan, okumaya istediğim kadar zaman ayıramadım. Hal böyle olunca yine elimde uzadı da uzadı kitabım...Verdiğim uzun aradan dolayı özür diler anlayışınıza sığınıp yorumuma geçerim sevgili takipçilerim ve okurlarım :)




       Esirdi Şehr-i İstanbul... Kimileri boyun eğip,esir alanlarla iş birliği yaparak kurtarmaya çalışırken postu ,insanlar vardı, bazı insanlar... Esir Şehrin İnsanları...Anadolu'ya inanan , Mustafa Kemal'e güvenen Kuvayi Milliyi destekleyen...İrfan Beyler, Nedime Hanımlar, Kamil Beyler ve daha niceleri... 
       Kamil Bey'i ve diğerlerini Esir Şehrin İnsanları'nda okumuş ve sizinle paylaşmıştım. Esir Şehrin İnsanları Kemal Tahir'in Esir Şehir  üçlemesinin ilk kitabı idi.İlk kitabın sonunda  hatırlarsanız Kamil Bey bir sandığın içine saklanmış gizli belgeleri Kuvayi Milliyecilere verirken yakalanmış ve  hapishaneye atılmıştı. Hapishanede önüne sunulan onca şeye rağmen doğru bildiğini yapıp yedi yıl  mahpus olmak...Kamil Bey'e yakışan da buydu. Üçlemenin ikinci kitabı olan Esir Şehrin Mahpusları Kamil Bey'in hapishane günlerini hem kendisi ile hem de Osmanlı aristokrasisiyle hesaplaşması anlatıyor. Bu hesaplaşma esnasında Mustafa Kemal'e ve Kuvayi Milliye hareketine karşı olan İstanbul'un bir kısım insanlarına karşı sınırlı da olsa aydınların verdiği mücadele bu kez demir parmaklıklar arkasından anlatılıyor bize. Kitapta anlatılan birbirinden canlı karakterler o günlerin İstanbul'unda kol gezen her türlü pisliği de gözler önüne seriyor.

           Kemal Tahir'in dil zenginliği  ve hakimiyeti sayesinde o dönem argosunun da renklendirdiği kitap , açık söylemek gerekirse bana ilki kadar lezzetli gelmedi. Bi kere kapalı mekan beni bastı. Fenalıklar geldi içime. Karakterler ile yapılan uzun sohbetler sıkıcı geldi. Elbette karakterler üzerinden anlatılmak istenenin okuyucuya aktarılması  için o uzun diyaloglar olmalıydı ama ben sıkıldım işte. Bilirsiniz her zaman düşüncem ne ise onu olduğu gibi paylaşıyorum sizinle.


         Bir üçlemenin tüm kitapları okunmalı  diye düşünüp ilkinden sonra ikincisini de okumaya  karar vermiştim. Henüz kesin kararımı vermemiş olmakla birlikte   sanıyorum üçlemenin son kitabı Yol Ayrımı'nı okumadan önce araya başka kitaplar alıp biraz ferahlatacağım kendimi. Büyük ustaya ve bu müthiş üçlemeye haksızlık ve saygısızlık etmek istemem. Son söz olarak  ben size şöyle söyleyeyim ; belki oldukça yoğun bir yarıyıl tatilinde okumasaydım çok daha keyifli gelebilirdi Esir Şehrin Mahpusu bana...Demem o ki benden sebep okumaktan vazgeçmeyin sakın. Bazen bazı kitapları yanlış zamanda okuyarak onlara haksızlık ettiğimiz doğrudur...

      Bol kitaplı günler diliyorum...

0 yorum:

Yorum Gönder