Araf'ta Bir Çocuk...

26 Temmuz 2014 Cumartesi

| | | 2 yorum



            Araf'ta Bir Çocuk... 8 minik öyküden oluşmuş. Adını ilk öyküden alan kitap 1978 yılında yazılmış ve öyküler 1971 yılındaki darbeden sonraya yoğunlaşmış.  

Kitaptaki öyküler:
  • Araf'ta Bir Çocuk
  • Bütün Kuşların Uykusu
  • Dokuma İşçisi ile Şair
  • Bir Arpa Boyu
  • Seçenek
  • Görüş
  • Üniforma
  • Sıkıntılı Günler


           Yazarımız Zülfü Livaneli öykü değil hikaye denmesini tercih ediyor. Öykünün öykünmekten geldiğini ve yeterince sıcak olmadığını söylüyor. Hikayenin ise " Dinle neyden kim hikayet etmede " dizelerinde olduğu gibi şiirsel ve köklü olduğunu düşünüyor.

         Hikayelerde çoğu kez kaçan insanlar , siyasi mülteciler aileleri ve diğer insanlarla yaşadıkları anlatılmış. Ben en çok hangisini sevdim hikayelerin derseniz sanırım buna verilecek net bi cevabım yok. Yazarın kısa hikayelerden oluşmuş tek kitabı. Zülfü Livaneli'nin birkaç kitabını daha okumuştum. Bu kitap diğerlerinin verdiği keyfi vermedi açıkçası. Mesela bi Leyla'nın Evi gibi etkilemedi beni.

          Okuduğum diğer kitapları Mutluluk, Serenad, Kardeşim'in Hikayesi, Son Ada ...




         Minik bi dip not : Araf'ta Bir Çocuk İsveç ve Alman televizyonlarında beyaz perdeye de aktarılmış.

        Bu blogu yazmamın başlıca sebebi okuduklarımı arkadaşlarımla paylaşmak ve onların okumalarına vesile olmak , o nedenle kitapla ilgili samimi fikrimi söylemek zorundayım. Özellikle Zülfü Livaneli hayranı iseniz mutlaka okuyun derim ama ben çok sevmediğimi de eklemeden edemeyeceğim.






Deliduman...

22 Temmuz 2014 Salı

| | | 0 yorum
      
 
 
        Deliduman daha önce okuyup çok beğendiğim Erken Kaybedenler'in yazarı Emrah Serbes'in son kitabı. Birlikte okuduğum okuma gruplarından biri olan Kitap Kardeşliği ( http://kitapkardesligi2013.blogspot.com.tr/?m=0 ) ile Temmuz ayı okumamızdı. Kitap kardeşlerimle birlikte okuduk yine ve inanın çok ama çok keyifli idi.
 
       Deliduman oldukça güncel bir platforma taşınan hikayesi ve sıradışı karakterleri ile çok keyifli başladı. Anlatıcımız 17 yaşındaki afili küçük kasaba delikanlısı Çağlar İyice... Ana karakterler  ise tutkulu bir şekilde sevdiği adeta çocuğu gibi gördüğü kız kardeşi Çiğdem İyice , en yakın ve tek arkadaşı Mikrop Cengiz ...
 
 
       Çiğdem İyice 9 yaşındadır ve bir yetenek yarışmasında Michael Jackson dansı yapmak ister. Çağlar kardeşinin çok ama çok yetenekli bir dansçı olduğunu düşünmektedir. Ancak işler onun düşündüğü gibi gitmez. Dayısı ( Çağlar'ın çok ama çok sevdiği !!!! ) , annesi , Mikrop Cengiz ve kasaba halkı çevresinde gelişen ilk olaylardan sonra birden kendimizi Gezi Olayları'nı küçük bir kasabadan izlerken buluyoruz. Sonrasında iyice sarpa saran işler yüzünden Gezi Parkı'nın göbeğine kadar giren Çağlar bize gerçekten tarafsız bir şekilde yaşatıyor gezi olaylarını.
      Okurken sık sık sanal reklam uygulaması yapılmış hissi uyandırıyor siz de yazar. Bol markalı satırlar okuyorsunuz.  Okurken keyif aldığım ama sonunda sanki birşeyler havada kalmış gibi hissettiğim bir kitap oldu Deliduman.
    Çağlar'ın yıllar önce onları terkeden babası ile gezi direnişinin ortasında yüzleşmesi benim en çok ilgimi çeken bölüm oldu.
   Kitapta çok keyifli ve enteresan karakterler var. En çok sevdiğim Mikrop Cengiz oldu.
   Son olarak şunu söylemek  isterim  sanal dünya ile ilgili iseniz kitabı okurken karşınıza çok keyifli süprizler çıkacak ve siz de benim gibi "arayıp bulanlar olarak çok tatlıyız" grubuna dahil olacaksınız. Ne demek istediğimi okurken anlayacaksınız şimdi size sayfa numarası falan söylemeyeceğim..:)

Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi...

14 Temmuz 2014 Pazartesi

| | | 0 yorum





 
         Yaz başı , Eren'in sünneti , yazlığa gitme telaşı , valiz hazırlama , yazlığa gelip yerleşme derken elime alıp bir solukta okuyabileceğim kitabımın okuması uzadı da uzadı. 515 sayfalık kalın görüntüsü ve alışkın olmadığımız şekilde uzun adı ile ilk başta gözünüzü korkutsa bile daha ilk sayfalardan bu müthiş cümbüşün içine dalıyor ve kendinizi şaşırtıcı hayatların içinde inanılmaz karakterlerin arasında buluyorsunuz. Hepimizin tanıdığı ünlü isimler hariç 360 karakter olduğu söyleniyor. Ben saymadım.:) Kitabın arkasına  kim kimdir diye alfabetik bir fihrist de koymuş yazar.



      Okurken sık sık size bu kitabı nasıl anlatacağımı düşündüm. Aslında gerçekten anlatması çok güç. Giriş gelişme sonuç vs gibi klasik bi örgüsü yok. Denize nazır ama denize tamamen arkasını dönmüş bir Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi , hastaları çalışanları çevresinde giderek genişleyen olaylar ve insanlar . Şöyle düşünün karşınızda birisi var ve size bişey anlatmaya başlıyor. Anlattığı mevzunun içinde geçen bi karaktere geçip uzun uzun onu anlatıyor. Sonra onu anlatırken laf arasında geçen başka birine atlayıp onu anlatmaya başlıyor. Bu böyle böyle devam ediyor. Bi noktada kim kimdi ne oluyor biz nerden nereye geldik diyorsunuz ve kafanız iyice karışıyor. Bu da yetmezmiş gibi karakterlerin umulmadık anlarda birbirleri ile bi şekilde bağlantılı olduğunu anlayıp şaşırıyorsunuz. Tam ipin ucu kaçtı galiba baştan okumam gerekecek derken şahane yazarımız Ayfer Tunç bize kısa özetler yazarak konuya tekrar vakıf olmamızı sağlıyor. Bunun yanında anlatılan olaylar mekanlar kişiler öyle lezzetli ki sonuçta karşınıza alışkın olmadığınız bir tarzda yazılmış inanılmaz keyifli bir roman çıkıyor.



      Kitapta diyalog neredeyse yok denecek kadar az. Uzun uzun paragraflar var. Ama hiç sıkılmadan okuyorsunuz. Çok ama çok sevdim. Okurken sık sık yanımdakilere anlattım dayanamadım. Kısacası sizi cidden şaşırtacak eğlendirecek ve bilgilendirecek nefis bir Ayfer Tunç Kitabı daha. Unutmadan söyleyeyim yazarımızın ikinci kitabı...Mutlaka ama mutlaka okuyun...



Kitapla ilgili yazılıp çizilenleri merak edip baktığımda en ilginç yorumları da burada buldum :


http://blog.milliyet.com.tr/bir-deliler-evinin-yalan-yanlis-anlatilan-kisa-tarihi/Blog/?BlogNo=270325


Okumalarını ve yorumlarını sürekli takip ettiğim  diğer bir blog ta bu kitabı okumuş ve buyrun keyifli yorumu :

http://beyazkitaplik.blogspot.com.tr/2014/03/bir-deliler-evinin-yalan-yanls-anlatlan.html


Tüm Ebeveynlerin ve Eğitimcilerin İzlemesi Gereken Birkaç Film...

5 Temmuz 2014 Cumartesi

| | | 3 yorum

            Bu sefer size kitap değil film önereceğim...Bütün anne babaların , eğitimcilerin izlemesi gereken filmler bunlar. Olmaz deneni olduran ,imkansızı imkanlı kılan ,mucizeler gerçekleştiren eğitimcilerin hikayeleri..


  •  KORO (LES CORİSTES)

         Bu bir yatılı okul hikayesi. Yola getirilemez zannedilen , sürekli suç işleyen ve ağır cezalara çarptırılan bir grup yatılı okul öğrencisinin hayatı okullarına gelen bir öğretmen ile tamamen değişiyor. Sevginin ve müziğin gücünü hissettiğimiz çok etkileyici bir film.

 http://www.youtube.com/watch?v=lBueM4TFUZ8








"Koro" filminin Fransızca orijinal afişi


YönetmenChristophe Barratier
YapımcıArthur Cohn
Jacques Perrin
SenaristGeorges Chaperot
OyuncularJean-Baptiste Mauiner Gérard  Jugnot
François Berléand
Kad Merad
MüzikBruno Coulais
Görüntü yönetmeniJean-Jacques Bouhon
KurguYves Deschamps
StüdyoVega Film
Canal
TürüDram, komedi, müzik
RenkRenkli
Yapım yılı2004
Çıkış tarih(ler)i17 Mart 2004, Belçika
29 Nisan 2005, Türkiye
Süre98 dakika
ÜlkeFransa


-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------



  •  YERDEKİ YILDIZLAR ( HER ÇOCUK ÖZELDİR )

        Amir Khan filmlerini çok severim. Bu da en güzellerinden biri. Ailesi ve öğretmenleri tarafından bir türlü anlaşılamayan bir sınıfına giren öğretmen sayesinde değişen hayatı anlatılıyor. Müzikleri ve dansları ile de tam bi görsel şölen.



 http://www.youtube.com/watch?v=rhqQUM6WYeM


   
 


YönetmenAamir Khan
YapımcıAamir Khan
Ajay Bijli
Sanjeev K. Bijli
SenaristAmole Gupte
OyuncularAamir Khan
Darsheel Safary
Abhishek Bachchan
Tanay Chheda
Tisca Chopra
Vipin Sharma
Abhishek Bachchan
ile Megha Bengali
Bugs Bhargava
MüzikShankar Mahadevan
Loy Mendonsa
Ehsaan Noorani
Görüntü yönetmeniP.S. Vinod
Sanat yönetmeniMunira Khokhawala
KurguDeepa Bhatia
StüdyoAnand Recording Studios
DağıtıcıUTV Motion Pictures
CinsiSinema filmi
TürüDram
RenkRenkli
Yapım yılı2007, INDIA
Süre165 dak
Dilİngilizce/Hintçe


 
 -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


  • BLACK (SİYAH )  ve BENİM DÜNYAM


       Filmlerimizden bir diğeri  Black ( Siyah ). Uğur Yücel ve Beren Saat'in oynadığı   Benim Dünyam'ı izlediyseniz Black filminin uyarlaması olduğunu da bilirsiniz. Doğuştan göre ve işitme engelli bir kız ile öğretmeninin hikayesi. İmkansız diye bir şey olmadığını bize öğreten çok etkileyici bir film. Ben ikisini de arka arkaya izledim hem Black , hem Benim Dünya'm. Black de ağlattı beni ama Benim Dünyam ne de olsa bize göre yapılmış o fon müzikleri falan pek bir içine içine  akıyor insanın. Demem o ki ikisini de mutlaka izleyin izlemediyseniz...


  •  BLACK (SİYAH)

http://unutulmazfilmler.com/black-2005.html#izle   

YönetmenSanjay Leela Bhansali  
YapımcıSanjay Leela Bhansali
Anshuman Swami
SenaristRani Mukerji
Hikâyekör ve sağır bir kızın hayata tutunması
OyuncularRani Mukherjee
Amitabh Bachchan
Ayesha Kapoor
Nandana Sen
Sillo Mahava
Dhritiman Chaterji
MüzikMonty
Görüntü yönetmeniRavi K. Chandran
TürüDram
Yapım yılı2005 Hindistan
Çıkış tarih(ler)i2005
Süre123 dk.
ÜlkeHindistan
DilHindi








  • BENİM DÜNYAM

http://www.youtube.com/watch?v=rm5vwcftUVs

YönetmenUğur Yücel
YapımcıErol Avcı
UyarlamaUğraş Güneş
OyuncularBeren Saat
Uğur Yücel
Ayça Bingöl
Melis Mutluç
Turgay Kantürk
Hazar Ergüçlü
Yasemin Conka
Erdal Küçükkömürcü
MüzikTamer Çıray
Görüntü yönetmeniTolga Kurtlar
Sanat yönetmeniErol Taştan
KurguUlaş Cihan Şimşek
StüdyoTMC
United İnternational  Pictures
DağıtıcıUIP
CinsiSinema filmi
TürüDram
RenkRenkli
Yapım yılı2013
Çıkış tarih(ler)i25 Ekim 2013 Türkiye
1 Kasım 2013 İngiltere
Ülke Türkiye
DilTürkçe




Var mısın ? Yok musun ?

| | | 1 yorum
 
 
 
              Franco Rosmini annesi ve babasının ilgisizliğinden ve yaşadığı yerden çok ama çok sıkılmış 16 yaşında bir çocuk , şey pardon bir genç delikanlı 😊 En iyi arkadaşı kafasına koyduğunu yapması ile ünlü Gabriele Spiga...Birbirinin zıttı karakterlere sahip bu iki kafadar zaten tam da bu nedenden dolayı çok iyi anlaşıyorlar.  Bir gün Gabriele bir kitap okuyor ve Franco'ya okuduğu kitaptaki çocuklar gibi yalnız başlarına tatile gitmelerini teklif ediyor.
 
 
                 " Sen ve ben, ben ve sen,biz! Gidiyoruz! Dostum, var mısın,yok musun ? "
        
 
 
 
              Ailelerini de ikna ederek bir hafta tatil yapmak üzere İgea Marina'ya gitmeyi başarıyorlar. Franco'nun ailesi Gabri ve Franz'ı bırakıp geri dönüyor.Çocuklarının bir hafta orada yalnız başlarına tatil yapacağını sanıyorlar tabi ki 😊 Ve asıl macera ondan sonra başlıyor. İki kafadar ertesi sabah birer sırt çantası ile yola çıkıyorlar. Amaçları Trasimeno Gölü'ne gidip orada kamp yapmak. Ancak daha yolculuklarının başında genel toplu taşıma grevi başlıyor ve bizim afacanlar fena halde yolda kalıyorlar. Yılmadan yorulmadan ne olursa olsun amaçlarına ulaşmak için planladıklarından çok daha maceralı bir yolculuk yapmaya başlıyorlar. Bundan sonrasını okumak isteyen olabilir diye anlatmasam iyi olacak.          
 
          Bu kitabı bir kaç okuma grubunda tavsiye edildiği için hakkında hiçbirşey bilmeden aldım...Bir yol hikayesi olması hoşuma gitmiş olmalı ....Okuyunca gördüm kiiiii Var mısın , Yok musun tam tadında bir gençlik romanı.Okuyup okuyup benim kuzulara anlattım. Merakla beklediler hep, sordular, Anne sonra ne oldu ?,diye. Hatta kızım (8 yaşında ), Anne senden sonra ben okuyabilir miyim bu kitabı ? , dedi. Şimdi değil elbette ama bir kaç sene sonra keyifle okuyacak bundan eminim.
      
 
           Aslında biz eğitimciler öğrencilerimize; ebeveynler  çocuklarımıza  kitaplar tavsiye ederiz. Şunu oku , bunu oku diye. Bir çoğunu da okumadan , sadece onların yaş grubuna hitap ettiği için yaparız bunu. İlgilerini çeker mi, severler mi diye düşünmeyiz. Sonra da keyifle okumalarını bekler ve , aman kitap okumak ne keyifli, ne faydalı diye nutuklar atarız.... Benim minik oğlum , ( tabi ki o da 8 yaşında. Malum ikizlerle okuma halleri), maceralı olunca kitapları daha çok seviyorum annem, diyor bana. Haklı, haklılar. 
          Bu kitabı okuduktan sonra şunu düşündüm. Bundan sonra  çocuk ve gençlik kitaplarında Guido Sgardoli imzasını ısrarla arayın.  Ben bu kadar keyifle okuduğuma göre onlar kim bilir nasıl keyif alacaklar. Hani siz de okuyun isterim ama yok benim ne işim olur gençlik romanı ile derseniz çocuklarınıza (12  yaşını geçmiş olsunlar ama en azından ) okutun bu kitabı. Hem maceralı keyifli bi yolculuk yapacaklar. Hem de hep yanlarında iken kıymetini bilmedikleri ailelerinden uzak kalınca neler hissedebileceklerini görecekler. Sadece bir yol hikayesi değil okuyacakları. Kendi kendilerine bir iç hesaplaşma yapmalarını da sağlayacak bu kitap. 
         Kendi adıma bir öz eleştiri, ben 16 yaşındaki çocuklarımı tek başlarına tatile yollamazdım. Sanırım Türk ebeveynler olarak hepimiz aynıyız ve bence çok tatlıyız 😊
 
 
Gelelim yazarımıza ve diğer kitaplarına ...
 
kaynak wikipedi
 
 
                              http://www.on8kitap.com/yazarlar/guido-sgardoli
     

    Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra

    3 Temmuz 2014 Perşembe

    | | | 1 yorum
              
     
     
             37 tane minik öyküden oluşuyor kitap. Birbirleriyle bir ucundan bağlılar ama her öykünün başında kim şimdi bu , kim anlatıyor kimi anlatıyor demekten alıkoyamıyorsunuz kendinizi. Bi taraftan da ilk öyküde intihar ettiğini anladığımız Başak her hikayenin bir yerine giriyor mutlaka. 
              Hem bu kadar keyifli birbirinden bağımsızmış gibi görünen öyküler yazmak hem de ana konuyu yavaş yavaş anlamamızı sağlamak ciddi bir edebi zenginlik. Betimlemeleri inanılmaz lezzetli. Ben ilk kez okuyorum Barış Bıçakçı'yı ve kalemini çok sevdiğimi söyleyebilirim.
     

              Aklımda Kalanlardan :

    "Ve ben bir adım atarak korkuluğa yaklaşacağım , saçlarımı balkondan aşağı sarkıtacağım. Kendimi boşluğa bırakacağım. Yolda karşıma iyi niyetli biri çıkacak ve soracak olursa , aşağıdaki insanları gösterip , bir süre yere paralel gittikten sonra onlara anlayamayacakları şeyler anlattım, diyeceğim. "


              Bu kadar çok sevdiğim bu kalemi biraz tanımak istedim ben ama wikipedi bile pek bir şey diyemedi bana. Neden böyle değerli insanları değil de bilmem hangi ismi lazım değil  yarışma programının birincisini sokarlar ki bizim gözümüze.Neyse ben biraz bakındım sonra Barış Bıçakçı ile ilgili ve bakın neler buldum.
     

    Barış Bıçakçı'nın başka kitapları da var elbette.(kaynak :wikipedi)

  • Herkes Herkesle Dostmuş Gibi, İstanbul: İletişim 2000
  • Veciz Sözler, İstanbul: İletişim, 2002
  • Aramızdaki En Kısa Mesafe, İstanbul: İletişim, 2003
  • Bizim Büyük Çaresizliğimiz, İstanbul: İletişim, 2004
  • Baharda Yine Geliriz, İstanbul: İletişim, 2006
  • Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra, İstanbul: İletişim, 2008
  • Sinek Isırıklarının Müellifi, İstanbul: İletişim, 2011


  • Peki bu kadar mı ? Elbette hayır. Barış Bıçakçı aynı zamanda bir senarist.




    Tür : Dram
    Gösterim Tarihi : 12 Eylül 2008

    Yönetmen : Seyfi Teoman
        Senaryo : Seyfi Teoman , Barış Bıçakçı
        Görüntü Yönetmeni : Arnau Valls Colomer
        Yapım : 2008, Türkiye , 92 dk.



    Fragmana bi göz atmak istiyorum diyenler için:

     
     http://www.youtube.com/watch?v=Xm2t4aRruEw
     
     
     







    Yazarın Bizim Büyük Çaresizliğimiz Adlı eserinden aynı adla beyaz perdeye aktarılan diğer bir film:

        Tür :Komedi, Dram   
        Gösterim Tarihi : 15 Nisan 2011

        Yönetmen : Seyfi Teoman
        Senaryo : Seyfi Teoman
        Görüntü Yönetmeni : Birgit Gudjonsdottir
        Yapım : 2011, Türkiye , 102 dk



    Fragmana bi göz atmak istiyorum diyenler için ...

    http://www.youtube.com/watch?v=3oXC7lPvGfg



     
     
     
     Bi de röportaj okumak istiyorum diyenler için:

    http://eksisinema.com/roportaj-seyfi-teoman-bizim-buyuk-caresizligimiz/


          

              Uzun lafın kısası elimde olmayan diğer tüm kitapları tez elden alınacak ve okunacak, filmler izlenecek ve bundan sonra da yakından takip edilecek... Güzel bir insan daha  tanıdım bi kitap sayesinde.Kitaplardan  ne anlıyorsunuz diyenlere itina ile duyurulur.:) 


    Aynı Yıldızın Altında...

    2 Temmuz 2014 Çarşamba

    | | | 0 yorum

     
     
              Her satırında, aldığınız her nefes için ,sağlıklı bir bedene sahip olduğunuz için  şükrederek okuyacağınız bir kitap Aynı Yıldızın Altında ...Anne gözüyle okunduğunda benim için oldukça can yakıcı olduğunu da söylemek isterim. Her şeye rağmen hayata tutunmaya çalışan gencecik bedenler...Kanserle savaşı tüm zorluklarına rağmen eğlenceli hale getirmeyi başaran mucize çocuklar...
     
            16 yaşındaki Hazel ,4. evre kanserle mücadele ederken , yeni ama olumlu sonuçlar veren bir ilaç sayesinde vücudunu saran tümörlere rağmen  bir kaç yıl daha yaşamayı garantiler. Sürekli bağlı yaşamak zorunda olduğu oksijen tüpü yüzünden evden pek çıkmayan, arkadaş edinmeyi sevmeyen sadece kitap okuyup televizyon izleyen bir genç kızdır Hazel.Annesinin zorlaması ile katıldığı  Kanserli Çocuklar İçin Destek Grubu'nda yakışıklı ,karizmatik, komik ve etkileyici 17 yaşındaki  Augustus Waters ile tanışınca ......
            Bundan sonrası için bir şey söylemeyeceğim. Kitabı okumayı düşünen arkadaşlarım için hikayenin büyüsünü bozmak istemiyorum. Sadece şunu söylemek istiyorum gerçekten çok iyi kurgulanmış zaman zaman ağlatan ,zaman zaman güldüren, şaşırtan bir kitap Aynı Yıldız Altında...Okumadan geçmeyin diyorum...
     
     
     Aklımda kalanlardan :
     
    "Bu dünyada incinip incinmeyeceğine dair seçim yapma şansın yok ancak seni kimin incitebileceğini seçebilirsin ihtiyar.Ben kendi seçimimden memnunum"

     
     
     
    Kitabımız Yazarın en iyi ve bol ödüllü kitabı olarak geçmiş  kayıtlara.
     
    TIME dergisi, 2012nin En İyi Romanı

    Goodreads, 2012nin En İyi Genç Yetişkin Kitap Ödülü

    New York Timesın En Çok Satanlar Listesinde #1

    Wall Street Journalın En Çok Satanlar Listesinde #1

    Amazonun En Çok Satanlar Listesinde #1

    Indieboundun En Çok Satanlar Listesinde #1



    Arka kapaktan :

    "Hayata, ölüme ve araya sıkışanlara dair bir roman olan Aynı Yıldızın Altında, John Green'in en iyi kitabı.
    Kahkaha atıyor, ağlıyor, hızınızı alamayıp tekrar okuyorsunuz."
    Markus Zusak, Printz ödüllü bestseller yazarı

    "Aynı Yıldızın Altında evrensel konuları ele alıyor: Sevilecek miyim? Hatırlanacak mıyım? Bu dünyada bir iz bırakabilecek miyim?"
    Jodi Picoult, New York Times bestseller yazarı


             Aslında kitapların film olmasını seven bir insan değilim. Çünkü  hiçbir film kitabın verdiği lezzeti vermedi bu güne kadar bana. Kitabımız şu ara vizyonda olan Aynı Yıldızın Altında adı  ile beyaz perdeye aktarılmış. En yakın zamanda gidip izlemek niyetindeyim. Bu aşka bi kez daha şahit olmak güzel olacak sanırım...


    İşte filmimizin fragmanı:

    http://www.youtube.com/watch?v=twejC_Gt0Sw

    Bu da basından:

    http://www.radikal.com.tr/kultur/boyle_olur_zamanimizin_love_storysi-1199212


    Unutmadan yazarın diğer kitapları...