Kayıp Şeyler Kitabı...

28 Kasım 2014 Cuma

| | |
                     





  
                   Neden bir varmış , bir yokmuş diye başlar hep masallar? Asıl bir var  olup bir yok olan çocukluğumuz olduğu için mi , çocuklara anlattığımız masalların böyle başlaması?  Kim bilir belki de ...
           Hayata çocukların gözünden bakabilmeli, der dururuz. Peki biz çocuklara doğru pencereden bakabiliyor muyuz? Hayatın akışına kaptırmış giderken kendimizi onları da ortak etmiyor muyuz bütün yaşadıklarımıza. Bazen ağlayarak bazen olur olmaz yerde inatlaşarak bizim Aaaaa ne ayıp !!!!!"  dediğimiz davranışlarla uyarıyorlar belki bizi. Ama büyüyünce kötüleşiyor  çoğu insan. Öldürüyor içindeki çocuğu.Anlamıyor çocukları, onların içlerinde kopan fırtınaları. Çoğu zaman büyük büyük sıkıntılar karşısında bile bizim gibi davranmalarını beklemiyor muyuz onlardan? Oysa biz çocukken ... Hatırlasanıza çok değil sanki dün gibi... Büyükler bizi anlamazdı hani. Biz korkardık oysa korkacak bi şey yoktu onlara göre. Biz üzülürdük ... Bu kadarcık şeye üzülünmez, derdi onlar. Çocuk aklımız ermezdi onların dünyalarına onlara göre. Aman çocuk işte, deyip geçerlerdi. Hatırlayın. Şimdi büyüdük ve biz yapıyoruz aynısını çocuklarımıza, çocuklara...Neden ? Bize  de yapıldığı için mi dersiniz?
    



                David olan biten her şeyin fazlası ile farkında bir çocuk. Annesi hasta... Annesi ölüyor. David uslu duruyor, sessiz sessiz oynuyor oysa oyuncakları ile ama yine de yetmiyor annesini kurtarmaya. Ellerinin arasından kayıp gidiyor annesi. Sonra yeni bir ev yeni bir anne hatta yeni gibi hissettiği artık hiç tanıyamadığı bir baba...Babası mutsuz, üzgün ve ilgisiz...üstüne üstlük yeni bir kardeş ... Üstelik bir de savaş var. Geceleri kararıyor her yer uçaklardan atılan bombalara hedef olunmasın diye.Büyüklerin dünyası yaşaması zor bir dünya anlayacağınız.  Ama David de yaşıyor aynı duyguları minicik yüreğinde.Bütün bunları kitaplarla dolu odasında tek başına göğüslemesi bekleniyor David'den. Aslına bakarsanız çok da iyi başarıyor bunu. Kitapların büyülü dünyasına kaptırıyor kendini okuyor okuyor okuyor... Annesiz kaldığı gerçek dünya her geçen gün gerçekliğini yitirirken gözünde, başka bir dünyanın kapıları aralanıyor miniğimize. Önce kitaplar fısıldamaya başlıyor. Sonra ağaçların gövdelerinde kapılar açılıp içine çekiveriyor David'i. Bu dünya gerçek mi değil mi? David oraya gerçekten gitti mi gitmedi mi? Ormancı ,Çarpık Adam, Roland,  Louplar var mı gerçekten yoksa bunları David mi "uyduruyor" biz büyüklerin tabiri ile...

          Aslında kilit nokta tam da bu...Büyüyünce hayal gücümüzü yitirmekten şikayet eder dururuz değil mi? Çünkü çocukken hayal gücümüzün sesi biraz fazla çıksa hemen "Uydurmaaaa !!! "denir bize? Biz, büyüklere göre sadece yatak altı olan yerde kocaman bir dünya  barındırır ,canavarlar , dinazorlar, ejderhalar beslerdik çünkü ? :) Sonra da kaçınılmaz son....Yok öyle bi şey çocuğum ,uydurma...Büyüdüğü halde hala "uydurabilen" bir yazar tanımış olmaktan dolayı çok mutluyum. John Connolly ,muhteşem bir hayal gücü ve kurgu yeteneği olan bir yazar...  
        Gerçek anlamda büyülenerek okuduğum tek kelime ile muhteşem bu kitabın bundan sonrasını okurken hayal edin şimdi kendinizi. Düşünün ki masallar bize anlatıldığı gibi değilmiş aslında. Düşünün ki bir Pamuk Prenses var. Çekilir dert değil. Öyle herkesin olduğu gibi yedi cücelerin de sevgilisi, sevgi kelebeği dünya güzeli değil de sürekli yiyen her şeyden şikayet eden ve yedi cüceleri hayatından bezdirmiş bir Pamuk Prenses hayal etsenize. Ya Hansel ve Grathel sanıldığı gibi başlarına gelen zorluklarla birlikte başa çıkmadılarsa. Ya Hansel baştan vazgeçip kardeşini ormanın ortasında bırakıp tek başına gittiyse. Peki ya Kırmızı Başlıklı Kız sanıldığı kadar aklı başında, masum, duyarlı, anne baba sözü dinleyen bir kız değilse. Kurt ondan çekinip uzak durduğu halde onu baştan çıkartmak için defalarca önüne çıkıp en sonunda yeni bir ırk doğmasına sebep olacak şeyler yaşadılarsa kurtla:) 
     ( Burada ufak bi not yazmadan geçemeyeceğim. Şayet bu kitabı okumaya niyet ederseniz ki muhtemelen edeceksiniz; kitapta geçen masalları okumamış bir yetişkin olma ihtimalinize karşı kitabın sonunda tüm masalların orjinallerine de yer verilmiş.)
    Tek kelime ile muhteşem bir hayal gücü ve kurgu yeteneği ile karşı karşıya kalacağınız, HER YETİŞKİNİN İÇİNDE İKAMET EDEN ÇOCUĞA VE HER ÇOCUĞUN İÇİNDE BEKLEYEN YETİŞKİNE ithaf edilen  bu kitabı mutlaka ama mutlaka hatta mutlaka okuyun lütfen.


           Yazarımız John Connolly hakkında birşeyler okumak istersiniz diye düşündüm.Ve belki dilimize çevrilen diğer kitapları da ilginizi çekebilir benim gibi...
          

 

 

0 yorum:

Yorum Gönder